29 Eylül 2008 Pazartesi

kendimle konuşuyorum...
tüm ışıklar kapanıp her yer karanlık olmadan uyuyamıyorum ama elektrikler kesildiğindeki karanlıktan çok korkuyorum. camdan dışarıyı izleyerek kahve içmesini seviyorum ama havalandırma boşluğuna bakan odamın camını çok özlüyorum. gerçeklerden kaçmamaya söz veriyorum ama her sabah sadece beni güzel gösterdiğine inandığım aynaya bakıyorum. her canım sıkıldığında ağlamam gerektiğini sanıyorum ama çoğu zaman ağlarken ağladığım şeyin ne olduğunu unutuyorum.
haklısın galiba, ben bile bazen ne istediğimi bilmiyorum.

3 yorum:

RaMa dedi ki...

ne istediğini bilmediğinde değilde bildiğin zaman sorun var demişti birisi birgün...
o günden beri hak veriyorum ona bilmemek bilmekten daha iyi inan bana...

böcük dedi ki...

ne istediğini bilmemek kısa bir süre önce yakaladındığım hastalıklardan biri :) tedavisini bulamadım henüz :) kurtulabilene bravo :)

FTB dedi ki...

Ne istediğini bilmemek çoğu zaman, ne istediğini bilip, yapamamaktan daha iyidir.